fazla ne demek?
- Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade
Yaşamak için çok zorluk çekiyordu. Fazla olarak hastaydı.
R. N. Güntekin - Daha çok, aşkın
Biz ancak Cumhuriyet devrinde elli yıldan fazla bir barış devri geçirmişiz.
B. Felek - Artmış olan.
- Gereksiz, yersiz bir biçimde.
- Gereğinden, alışılmıştan çok olarak.
- Çok ziyade, artık, artan.
- Excessive.
- Superfluous.
- Spare.
- Plus.
- Much.
- Extra.
- Unneedful.
- De trop.
- Supernumerary.
- Surplus.
- Thick.
- Over.
- In excess of.
- Excess.
- Super-.
- Rising of.
- Above.
- Heartily.
- Redundant.
- More.
- Too much.
- Too many.
- More (than.
- Acute.
- Devilish.
- In excess.
- Great.
- Heavy.
- Residual.
- Residuary.
- Steep.
- Superlative.
fazla abartmak
- Carry to excess, overdo.
fazla açmış
- Overblown.