fatih ne demek?
- Zafer kazanan, fetheden (kimse)
Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar.
F. R. Atay - Büyük ve önemli bir iş bitiren kimse
Gazinoya bir fatih olarak giriyorum.
R. H. Karay - İslam devletlerinde bir ülkeyi veya bir şehri savaşarak alan hükümdar ve komutanlara verilen unvan
Bizans fatihi kartal burunlu II. Mehmet ve Mısır fatihi yıldırım bakışlı Selim, birer dar çukura nasıl sığdılar?
Y. K. Karaosmanoğlu - İslâm devletlerinde bir ülkeyi ya da bir kenti düşmandan alan komutan ve hükümdara verilen yüceltme sanı: Mısırfatihi, Revanfatihi gibi. 2- İstanbul'u Türklere kazandıran Osmanlı padişahı II. Sultan Mehmet'in sanı.
- 1. fetheden, açan. 2. bir ülkeyi, şehri veya kaleyi zapteden kimse. 3. hüküm veren anlamında, cenab-ı hakk'ın sıfatlarından biridir. a'raf suresi 89. ayet. - istanbul'u fetheden yedinci osmanlı padişahı sultan mehmet han'a bu fethinden ötürü verilen unvan.
- Fetheden, zafer kazanan.
- Açan, kapılar açan.
- Osmanlı Padişahı II. Mehmet’in lakabı.
- Açan, fetheden. Teshir eden, zapteden. (Osmanlıca'da yazılışı: fâtih)
- Conqueror.
- Victor.
- Conquereur
fatih çocukları
- Rumeli'yi açan gazilerin, Rumeli'nin kimi kent ve kasabalarında oturan torunları ile Anadolunun çeşitli yerlerinden oralara yerleştirilmiş olup Tanzimata kadar birtakım ayrıcalıkları bulunan Türkler.
fatih sultan mehmed han
- (1432 - 1481) En meşhur Osmanlı Padişahlarındandır. ll. Murat Han'ın oğlu ve ll. Bayezid Han'ın babası ve 7. padişahtır. Edirne'de doğmuş ve Gebze'de vefat etmiştir. Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) medhine mazhar olmuştur. Peygamberimiz "İstanbul mutlak fetholunacaktır." müjdesini vermişti ve onu feth eden kumandan ve askerlerini medh ü sena etmişti. Dört-beş lisan bilen Sultan Fatih, saltanatı boyunca büyüklü küçüklü 17 devleti aldığı gibi 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul'u fethederek İslama kazandırdı ve orta çağa son verdi. En eski ve büyük Bizans Kilisesi olan Ayasofya'yı putlardan temizledi ve orasını sadece Cenab-ı Hakk'a ibadet edilen camiye çevirdi ve kıyamete kadar cami' kalmasını yazılı vasiyet ile vakfeyledi, Müslüman Türk milletine bıraktı. (R. Aleyh)(Meşhur İslam seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde diyor ki: "İlk İstanbul kadısı (hakimi) olan Hızır Bey Çelebi'nin huzurunda, haşmetli padişah Fatih ile bir Rum mimarı arasında şöyle bir muhakeme cereyan eder:Büyük bir abidenin inşasında kullanılacak iki mermer sütunu Fatih, bir Rum mimarına teslim eder. Mimar da, Fatih'in arzusunun hilafına olarak, bu sütunları üçer arşın kesip kısaltır. Fatih, cezaen Rum mimarının elini kestirir. Rum mimarı da, Fatih aleyhine dava açar. Bunun üzerine mahkemeye celb edilen Büyük Padişah, baş köşeye geçmek istemiş. Birden bire, hakimin şu ihtariyle karşılaşmış: - Oturma Beyim! Hasmınla mürafaa-i şer'i olacaksın; ayakta beraber dur!Hızır Bey Çelebi; bu koca şanlı padişah-ı maznuna, haksız el kestirdiği için, kendisinin de kısasa tabi olduğunu ve elinin kesileceğni bildirir.Fakat mimar kısası istemediği için, Büyük Fatih günde on altun tazminata mahkum olur; ve hatta kısastan kurtulduğu için bu tazminatı kendiliğinden yirmi altuna çıkarır." İslam mahkemesinin adaletinin şanlı misallerinden biri olan şu misal, bize en haşmetli hükümdarlarla en aciz ferdlerin huzur-u mahakimde müsavi olduğunu gösteriyor. İ.İ.) (Osmanlıca'da yazılışı: fâtih sultan mehmed han)