fasıl ne demek?
- Bölüm, kısım, devre
Kitabı kapadı, biraz durdu, sonra tekrar açarak o faslı sonuna kadar bir hamlede okudu.
P. Safa - Dönem, devre
Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç.
Y. K. Beyatlı - Belli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum veya olay
Fazla olarak arada bir patronu çekiştirmek, dedikodu yapmak faslı da kapanacak.
H. E. Adıvar - Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi
Radyo ince sazdan sultaniyegâh faslına başlamış.
A. İlhan - Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna.
- Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü.
- Türk gölge oyununda konunun ya da öykünün bulunduğu kesim. Bu kesimde Hacivat ile Karagöz'den başka, oyunun çeşitli tipleri bir konunun kapsamı içinde ortaya çıkarlar.
- Bk. bölüm
- Bk. alt bölüm
- Fasıllara ayıran. Kısım kısım eden. (Osmanlıca'da yazılışı: fâsıl)
- (C: Fisal-Fuslan) (Osmanlıca'da yazılışı: fasîl)
- Part.
- Chapter.
- Section.
- Concert program all in the same makam.
- Section bölüm.
- Kısım.
- Episode.
bölüm
- Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
- Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon.
- Çağ, devir
- Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik.
- Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman.
- Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı.
- Bir kamu kurumunun tüm görevlerini parça parça yapan iş yerlerinin ayrı ayrı her birinin adı.
- Bir filmde birkaç ayrımdan oluşan, konunun ana parçalarından birini ortaya koyan bölük.
- Bk. ayrım
- Filumların bir araya gelmesiyle teşekkül eden, canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim. Divizyo.
fasıl heyeti
- Gerekli sazlarla tam olarak bir fasıl yapabilecek durumdaki alaturka saz topluluğu.
fasıla
- Bölük, durak.
- Osmanlıca'da yazılışı: fâsıla
- Aralık, ara, kesinti.
- Ses frekansı aralığı.
- Bend, kısım.
- Intermission.
- Interval.
- Pause.
- Space.
- Interstice.