farfara ne demek?
- Ağzı kalabalık, gürültücü.
Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara / Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara.
Y. K. Beyatlı - Çok övünen.
- Aceleci
Halim, adı üstünde sabırlı bir adamdır, farfara değildir, daha temkinlidir.
B. Felek - Hafif meşreblik. Gürültülü. Gürültüye boğmak.
- Big talk.
farfaracı
- Gürültücü, şamatacı kimse.
- Swashbuckling.
farfaracılık
- Farfaracı olma durumu.