fısıldamak ne demek?
- Başkalarının duyamayacağı kadar alçak sesle konuşmak, fıslamak
Savcı, kumandanın kulağına birkaç kelime fısıldadı.
A. Gündüz Breathe.
Whisper.
To whisper.
To breathe.
To whisper sth to sb.
Murmur.
Pig's whisper.
fısıldama
- Fısıldamak işi.
Whispering, muttering.
fısıldamamak
(neg. form of fısıldamak) whisper, mutter, breathe, buzz.