fıkra ne demek?
- Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir.
B. Felek - Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü
Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı.
Ç. Altan - Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri
Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Anayasa - Paragraf.
- Omur.
- Kısa bir anlatı, öykü.
- Bk. bölümce
- Bk. omur
- Bk. öykücük
- Yazıda bir bahis.
- Apecdote.
- Anecdote.
- Joke.
- Clause.
- Paragraph.
- Funnies.
- Article.
- Vertebra.
- Column.
- Short feature.
- Chestnut.
- Head.
- Item.
- Subclause.
- Subparagraph.
- Subsection.
- Anecdote
bölümce
- Bir yasa başçıklarının ayrı ayrı parçaları.
- Paragraph.
- Paragraphe, alinéa
fıkra anlatmak
- Joke.
fıkra ı unkiye i ula
- Bk. atlas kemiği