eylem ne demek?
- Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel.
Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı.
A. İlhan - Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon.
Günler, düzenlenen eylemlerin baş döndürücü heyecanıyla hızla akıp geçiyordu.
A. Ümit - Sanığın, ceza verilmesini gerektiren bir suçu işlemesi durumu.
- Bir durumu değiştirmek için gösterilen çaba.
- Aksiyon.
- Fiil.
Bize, iki yılda Fransızcanın iki yardımcı eylemini belletememişti.
M. Ş. Esendal - Etki
- Bazı vital fonksiyonların kapasitesi
- Güç, potansiyel
Activity.
Verb.
Deed.
Fact.
Operation.
Practice.
Deed fiil.
Aksiyon.
Verb fiil.
Concerted action.
Aida.
Commission.
Drive.
Effect.
Act, action, fact.
Action.
Fait, action, acte
eylem adı
Action name.
eylem alanı
- On yıl ya da daha uzun bir süreyle yoğun bir bayındırım etkinliğine konu yapılması istenen, bir bütün olarak ve ayrıntılarıyla gelişmesi tasarlanan yer.
Action area.