evresel zaman ez ne demek?
- Greenwich gözlemevinin öğlen düzlemine ilişkin ortalama bölge zamanı. Türkiyenin kullandığı zaman evrensel zamandan iki saat ileridir (Doğu Avrupa zamanı).
- Universal time.
- Temps universel
evresel devinimler
- Bkz. çevril devinimler.
- Cyclical movements.
evre
- Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha
- Sabnamlı bir olayın yinelenimleri boyunca, içinde bulunduğu aşamaları niteleyen açısal nicelik.
- Merhale, faz
- Aynı yinelenimdeki dönemsel iki devinimin birbirine göre durumunu saptayan özellik. (İki devinim, aynı anda, dönemsel devinimin aynı noktasında bulunuyorlarsa aynı evrededirler (evrede). Ses dalgalarının, elektrik salınımlarının evresinden de söz edilebilir).
- Motorlarda birbirini izleyen emme, sıkıştırma, yanma ve atma işlemlerinden oluşan dönemlerin her biri.
- Bir hastalığın veya işlemin çeşitli durum veya safhalarından her biri
- Elbisenin dış yüzü.
- Cycle stroke.
- Stage.
- Phase.
zaman
- Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- Belirlenmiş olan an.
- Çağ, mevsim.
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
- Dönem, devir
- Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.
- Bk. çağ
- (Derleme.. fiillerde Zaman) Eylemlerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.
ez
- Crush, pound, mash, weigh down, domineer, run over, run down, bray, comminute, crunch, grind, hold down, knock over, mangle, oppress, overbear, overwhelm, pulverize, quash, scrunch, smash, squash, squeeze, squelch, squish, stamp, stave in.