etki ne demek?
- Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir
Bu etki, genç kuşak konservatuvar mezunlarında yerini daha doğal bir Türkçeye bırakıyor.
H. Taner - Bir etken veya bir sebebin sonucu.
- Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim
Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu.
T. Buğra - Birtakım sonuçlar, tepkiler, olaylar ya da görüngüler ortaya çıkaran neden.
- Bir nedenin sonucu olarak düşünülen olay.
- Bir şeyin verdiği izlenim
- Jolt.
- Leaven.
- Penetration.
- Point.
- Potency.
- Pull.
- Mark.
- Power.
- Punch.
- Ring.
- Sound.
- Stress.
- Result.
- Importance.
- Operation.
- Prestige.
- Sequence.
- Sway.
- Sympathy.
- Virtue.
- Weight.
- Effect.
- Influence.
- Action.
- Efficacy.
- Efficiency.
- Effectiveness.
- Forcefulness.
- Reflection.
- Reflexion.
- Bearing.
- Clout.
- Drag.
- Drift.
- Force.
- Hold.
- Impact.
- Impress.
- Impression.
- Imprint.
- Incidence.
- Interest.
- Effekt, Wirkung
- Effet
- Effectus
etki tepki
- İki nesnenin birbirlerine karşılıklı olarak uyguladıkları eşit ve zıt yönlü kuvvetler. Newton'un üçüncü devinim yasası her etkiye karşı eşit bir tepki oluştuğunu belirler.
- İki nesnenin birbirlerine karşılıklı olarak uyguladıkları eşit ve zıt yönlü kuvvetler. Newton'un üçüncü devinim yasası her etkiye karşı eşit bir tepki oluştuğunu belirler.
- Action and reaction.
- Wirkung und Gegenwirkung
- Action et réaction
- Action et réaction
etki ajanı
- Dış güçler tarafından yetiştirilip, çıkarlarını koruması için, devletin kilit noktalarına yerleştirilen kişi
- Nüfuz casusu