erdeniz ne demek?
- Deniz eri.
- (bkz. deniz)
- Er-deniz.
deniz
- Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
- Bu su kütlesinin belirli bir parçası.
- Sınırsız genişlik, çokluk, yoğunluk.
- Aydaki düzlükler.
- Geniş alan.
- Yer kabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
- Büyük su kütlesindeki dalgalanma.
- Büyük su kütlesi.
- Çok, bol.
- Derya.
deniz
- Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
- Bu su kütlesinin belirli bir parçası.
- Sınırsız genişlik, çokluk, yoğunluk.
- Aydaki düzlükler.
- Geniş alan.
- Yer kabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
- Büyük su kütlesindeki dalgalanma.
- Büyük su kütlesi.
- Çok, bol.
- Derya.
erden
- Bakire.
- İnsan eli değmemiş.
- Kızoğlan kız.
- Bir nevi kumaş.
- Earthen , earths.
erden doğumu
- Genç bir kızın hiç bir cinsel ilişkide bulunmadan, şu ya da bu biçimde karşılaştığı doğaüstü güçler, koruyucular, ruhsallaşan nesnelerin etkisiyle gebe kalıp, çocuk doğurabileceğine ilişkin evrensel bir halk inancı, bk. doğum.
- Virgin birth.
- Naissance de vierge