entrance ne demek?
- Vecit haline koymak, kendinden geçirmek
- Büyülemek, teshir etmek
- Giriş, girme
- Giriş yeri, giriş kapısı, methal
- Giriş müsaadesi
- Giriş ücreti, duhuliye.
- Mest etmek, hayran bırakmak
entrance and exit
- Giriş çıkış
entrance customs barrier
- Gümrük kapısı