eleman ne demek?
- Öge, unsur.
Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti.
A. H. Çelebi - Bir toplulukta çalışan insanların her biri
İşimizde örnek ve kusursuz bir eleman olacağız.
H. TanerKızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi?
A. Ümit - Kümeye ait varlıklardan her biri.
- Bk. bölme
- (Lat: Element) Unsur. Bileşik bir şeyi meydana getiren basit şeylerden biri. Bir bütünün parçaları.
- Element.
- Component.
- Factor.
- Personnel.
- Rmployee.
- Staff member.
- Employee.
- Worker.
- Part.
- Primary matter.
bölme
- Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim.
- Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer
- Büyük bir yeri, alanı küçük oda veya kısımlara ayıran ince duvar veya tahta perde
- Kalın ağaç gövdesinden odun veya tekne yapmak için ayrılan tomruk.
- Gemilerin içinde, su baskını, yangın vb. durumlarda, ara kapılar kapandığında arızanın veya hasarın yayılmasını önlemek için kullanılan birbirlerinden ayrılmış yerler.
- Cins kavramlarını tür, alt tür kavramlarına ayırma işi.
- Dört işlemden biri, taksim.
- Bezlerin lopları arasındaki duvar, iki boşluğu ayıran duvar.
- Meyvelerde mantar hiflerinde, mercanlarda, kalpte, burunda, dilde ve odalı kabuklarda görülen duvar. Perde, septum.
- Akımsaklarda iki voltluk elektrik gücü taşıyan bölümlerden her biri.
eleman açığı
- Opening.
eleman aranıyor
- Help wanted.