eksik ne demek?
- Bir bölümü olmayan, noksan, natamam.
- Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat.
- Az
Arada can sıkıntısından doğma kavgalar da hiç eksik değil...
R. N. Güntekin - İhtiyaç duyulan şey
Aklı sıra bu eksiğini biraz olsun doldurmaya çalışıyor.
H. Taner Deficient.
Lacking.
Defective.
Incomplete.
Insufficient.
Short.
Missing.
Wanting.
Less.
Minus.
Imperfect.
Inadequate.
Incommensurate.
Incompetent.
Lame.
Ragged.
Scrimp.
Scrimpy.
Sketchy.
Skimp.
Skimpy.
Deficiency.
Shortfall.
Gappy.
Faulty.
Fragmentary.
Shortage.
Shortcoming.
Spotty.
Absent.
Imperfect competition.
Imperfect title.
Meagre.
Rudimentary.
Scarce.
Spare.
Thin.
Weak.
eksik adamlı
Undermanned.
eksik akçe
- Aşınmak ya da basılırken gereğinden az değerli maden katılmak nedeniyle, değerinden düşmüş para.