efsane ne demek?
- Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikâye, söylence.
- Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz
Hamdi'nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de onun müthiş bir aşk yüzünden bu hâle geldiğidir.
Y. K. Karaosmanoğlu - Asılsız hikaye.
- Masal. Uydurulmuş yalan hikaye. Dillere düşmüş, meşhur olmuş hadise.
- Bir tarafı az çok tarihe dayanmakla beraber inanılmaz olgularla süslü olan halk hikâyesi.
- Tanrıların, insanların, kahramanların ve evrenin yaratılışının yanı sıra ilk günâhı, ilk ölümü, tufanı, tanrıların insanları nasıl cezalandırdıklarını, ikinci planda ise avcılığın ve hayvancılığın başlangıcını, bitkilerden nasıl yararlanıldığını, ateşin ilk kez elde edilişini, cinsel hayatın başlangıcını; ilk ailenin, törelerin ve toplumsal kurumların ortaya çıkışını konu edinen; bunları destansı ve şiirli bir dille anlatan, çoğu zaman kutsal sayılan öyküler
- Çok iyi, olağanüstü
Hagi'nin Monaco'ya attığı o efsane golü hala unutamam.
- Fable.
- Tale.
- Story.
- Myth.
- Legend.
- Saga.
- Mythe
efsane guyan
- (İsi. Tiy.) İslâm ülkelerinde kısa fıkralar anlatan.
efsane yapmak
- Mythicize.