ebed ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Ebedilik, zevalsizlik, sonu olmamak.
  2. Sonu olmayan gelecek.
  3. Sonsuzluk.
  4. Bk. Ebet.

ebet

  1. Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk
  2. Sonu olmayan, zaman, sonsuzluk.
  3. (en)Eternity, timelessness, infinity; time after death.

ebed uykuya dalmak

  1. Ölmek: “Bu mezarda iki harp ve aile kahramanı ebedî uykusuna dalmıştı.” -A. Gündüz.

ebedd

  1. Gövdeli, iri cüsseli kimse. İki uyluğunun arası geniş ve etli olan kimse.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ebed uykuya dalmakebeddebedenebedgahebedhaneebedıebediebedi baki daimiebedi istirahatte olmakebedi uykuebeebe kurbağaebe kuşağıebebulguruebecc
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın