eğmek ne demek?
- Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek
Ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü.
Y. Z. Ortaç - Sert bir cismi bükmek.
Bend.
Bevel.
Buckle.
Curve.
Incline.
Slant.
Tilt.
To bend.
To bow.
To tip.
To tilt.
To incline.
To curve.
To give a curve.
To deflect.
To recline.
To dip.
To warp.
To sway.
To slant.
To splay.
To wry.
To slope.
To sag.
Contort.
Crook.
Flex.
Inflect.
eğme
- Eğmek işi.
- Telli çalgılarda, bir telin klavye üzerinde parmakla gerdirilmesi yoluyla bir perdeye ait notanın inceltilerek çalınması.
- Metalleri biçimlemede, parçalara eğik bir biçim aldırma işlemi.
Bend.
Bending.
Tilting.
Bowing.
Inflection.
Inclination.
Curving.
eğme demiri
Bending iron.