dost ne demek?
- Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı
Dostlar beni hatırlasın.
Âşık Veysel - Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo
Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir delikanlı.
H. R. Gürpınar - Sahibine sevgi gösteren hayvan.
- Bir şeye düşkün olan, aşırı ilgi duyan kimse.
- İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan
Yüzleri tatlı, dilleri tatlı, dost insanlardı bunlar.
T. Buğra - Sevilen, güvenilen yakın arkadaş.
- (C.: Dostan) f. Sevilen insan, muhib, yar.
Of Do.
Forthcoming.
Friend.
Ally.
Fellow.
Lover.
Associate.
Bean.
Bedfellow.
Brother.
Comrade.
Connection.
Connexion.
Crony.
Pard.
Company.
Friendly.
Mate.
Steady.
Mistress.
Confident.
Buddy.
Butty.
Companion.
Cully.
Kiss- and-tell.
Love.
Mucker.
Opposite number.
- Eski do'nun ikinci şahıs tekili.
- Başarmak, becermek, bir işi ifa etmek (Eski Kullanım)
dost acı söyler
- Yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.
dost ağlatır
- Dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa, insanın iyiliği içindir.