donatmak ne demek?
- Birinin giyimini sağlamak.
- Süslemek
Bütün bahçeyi, donanma gecelerinde olduğu gibi, fenerlerle, renkli fanuslarla donatmışlar; bayraklar asmışlar.
S. M. Alus - Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek
Türk askerini donatmak için yılda 570 dolar yeter.
A. İlhan - Sövmek.
- Azarlamak.
- Rig out.
- Deck out.
- Ornament.
- Equip.
- Outfit.
- Decorate.
- Furnish.
- Gird.
- Attire.
- Bedeck.
- Bedight.
- Catch up.
- Damask.
- Invest.
- Prank.
- Prank out.
- Prank up.
- Turn out.
- Array.
- Deck.
- Grace.
- Issue.
- Provision.
- To deck out.
- To ornament.
- To decorate.
- To adorn.
- To grace.
- To furnish.
- To equip.
- To rig.
- Illuminate.
- To set lavishly (with food and tableware.
- Administer.
- Affreight.
- Fit out.
- Fit up.
- Garnish.
- Gear.
- To fit out.
- Prepare.
- Upholster.
donatma
- Donatmak işi, teçhiz.
- Equipment.
- Equipping.
- Fit out.
- Fitting.
- Decoration.
- Installing.
- Outfitting.
- Rigging.
- Trimming.
donatma iştiraki
- Birden fazla kişinin ortak mülkiyetine sahip oldukları gemiyi, yaptıkları sözleşme gereği ortakların ad ve hesabına deniz ticaretinde kullanmaları.
- Bk. donatmaya katılma
- Maritime joint-adventure.