dolamak ne demek?
- İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak.
- Sarmak, kavuşturmak
Kollarını boynuma doladı, dizlerime oturmuştu.
S. F. Abasıyanık - Wind.
- Twist.
- Whirl.
- Rotate.
- Coil up.
- Cincture.
- Coil.
- Enlace.
- Enwrap.
- Reel.
- Reel up.
- Wrap.
- Weave.
- To wind round.
- To encircle.
- To twist.
- To coil.
- To bandage.
- To wind on to around.
- Curl.
- Whip.
dolama
- Giysilerin üstüne giyilen, önü açık bir tür üstlük.
- Başa sarılan bir çeşit örtü, poşu, sarık
- Çeşitli eserlerdeki barok ve rokoko üslubunda iç içe süsleme motifi.
- Tırnak yöresindeki yumuşak bölümlerin, bazen de kemiğin iltihaplanmasından ileri gelen ağrılı şiş.
- Dolamak işi.
- Paronychia.
- Winding.
- Twist.
- Whitlow.
- Felon.
dolama dal
- süslemelerde kullanılan birbirine dolanmış, sarılmış dallar ve yapraklar için söylenmiş bir değimdir.