doğrulamak ne demek?
- Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, teyit etmek, tasdik etmek
- Bir önermenin doğruluğunu veya yanlışlığını belirlemek amacıyla olayları inceleyip araştırmak.
- Bir önermenin doğruluğunu ya da yanlışlığını saptamak ereğiyle olayları inceleyip araştırmak.
- Hold with.
- Confirm.
- Corroborate.
- Attest.
- Certify.
- Verify.
- Affirm.
- Avouch.
- Bear out.
- Correct.
- Homologate.
- Justify.
- Predicate.
- Substantiate.
- Support.
- Sustain.
- Testify.
- Vouch.
- To confirm.
- To verify.
- To affirm.
- To bear out.
- Authenticate.
- To corroborate.
- Confess.
- Vouch for.
- Vérifier
doğrulama
- Bir varsayımın doğruluğunu denetlemek için, deney ve mantıksal tanıtlama yoluyla yapılan işlemlerin bütünü.
- Doğrulamak işi, teyit, tasdik.
- Optes'Te, mukayese edilen iki izin aynı iz olduğuna karar verilmesi.
- Bir kimsenin, kendine olumsuz sonuç doğurabilecek bir olayıdoğrulaması.
- Avowal, confession.
- Confirmation.
- Corroboration.
- Affirmation.
- Verification.
- Correction.
doğrulama ekranı
- Optes'Te sorgulanan iz ile aday izlerin yan yana getirilerek doğrulama işleminin yapıldığı ekran.