doğramak ne demek?
- Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım.
S. F. Abasıyanık Butcher.
Chop.
Cube.
Mince.
To cut into pieces.
To cut sth up.
To chop.
To slice.
To mince.
To carve.
To cut into slices or pieces.
To chop to bits.
To hack.
To hash.
To hackle.
To cup-up.
Take to pieces.
doğrama
- Bir yapının kapı, pencere, dolap, raf vb. ağaç, metal veya plastik bölmeleri.
- Doğramak işi.
- Bir yem maddesinin parça iriliklerinin bıçakla veya diğer keskin aletlerle kesilerek küçültülmesi işlemi, kesme.
Chop.
Cutting.
Slicing.
Woodworking.
Cutting up.
Woodwork.
Joinery.
doğrama dişi
Dovetail.