discharge ne demek?
- Hastayı taburcu etmek
- Tahliye, tahliye etmek
- Tahliye etmek, terhis etmek
The army will discharge those soldiers next week. / Ordu o askerleri gelecek hafta terhis edecek.
- Boşaltma, boşalma, boşaltım
- Yük boşaltma
- Ateş etme (top ve tüfek), yaylım ateşi
- Sırtından yük atma, ödeme, ifa
- Serbest bırakmak
- Azil, tart, ihraç, işten çıkarılma
- Terhis, izin
- Yük boşaltmak (gemi), kargo yükü boşaltmak
That pipe is discharging sewage into the river. / O boru ırmağa lağım suyu boşaltıyor.
- Görevden almak, işten atmak
- Cereyan, akıntı, akış
- Ödemek, yerine getirmek
- Deşarj
- Cerahat, boru gibi şeyden akan madde
- Cereyanı boşaltmak, elektrik akımını boşaltmak
- Boyayı çıkaran madde, ağartıcı madde
- Çıkarmak, akıtmak
- Kovmak, atmak, işten çıkarmak
- Deşarj etmek, boşaltmak, boşalmak
- Top veya tüfekle ateş etmek
- İltihap çıkmak
- Ödemek
- İfa etmek (vazife)
- Görevine son vermek, işten çıkarmak: terhis etmek
- İhraç etmek
- Ateşlemek, ateş etmek
- Muaf tutmak
- Ağartmak, rengini açmak.
discharge bridge
- Boşaltma köprüsü
discharge certificate
- Tezkere