derinlik ne demek?
- Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı.
- Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu.
- Bulunulan yere göre uzakta olan yer.
- Özüne inerek ayrıntılarıyla kavrama gücü.
- Varlığın içi, özü
Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi.
Y. K. Karaosmanoğlu - Varlığı ortaya çıkarılamamış, kanıtlanamamış şey.
- Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık
Beş, altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş.
A. Gündüz - Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi.
- Çalgı öz yankısının kişide oluşturduğu his.
- Derinlemesine görüntü düzenlemesinin yol açtığı üçboyutluluk duygusu
- Değişik ses kaynaklarının uzay içinde yerleştirilmesinden doğan üçboyutluluk duygusu.
- Bir görüntünün, çekimin, görünçlüğün seyircide uyandırdığı üçboyutluluk duygusu
- Profoundity.
- Fairway.
- Depth (in shot, of a scene).
- Depth.
- Abyss.
- Deep.
- Deepness.
- Perspective.
- Profoundness.
- Profundity.
- Tiefe
- Profondeur (dans un plan, dans un scène, dans une image)
derinlik açısı
- Extrude angle
derinlik algısı
- Nesnelerin üç boyutlu olarak algılanabilmesi için gözleyenle nesne arasındaki ya da nesnenin ön yüzü ile arka yüzü arasındaki uzaklığın bilinçte canlandırılması.