deniz kıyısındaki tahta yol ne demek?
Board walk.
board
- Pansiyoner olarak kalmak
- Tahta döşemek, tahta kaplamak
- Kereste, tahta
- Yiyecek sağlamak (parayla)
- Oyun tahtası (satranç)
- Mukavva
- Masa, sofra
- Yiyecek, içecek, iaşe
- İdare heyeti
- Geminin yanı veya bordası
deniz
- Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.
- Bu su kütlesinin belirli bir parçası.
- Sınırsız genişlik, çokluk, yoğunluk.
- Aydaki düzlükler.
- Geniş alan.
- Yer kabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
- Büyük su kütlesindeki dalgalanma.
- Büyük su kütlesi.
- Çok, bol.
- Derya.
deniz adamı
Merman.
tahta
- Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç.
- Bu ağaçtan yapılmış
- Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme
- Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer.
- Kara tahta.
- Bk. ağaç
- Uzunluğu 2-5 m., genişliği 10-30 cm., kalınlığı 1-10 cm. arasında değişen kereste.
- Bk. tahta
Blackboard.
Wooden.