dengelemek ne demek?

1. Dengeli duruma getirmek.
2. Bir cismi güç katarak veya eksilterek denge durumuna getirmek.
3. Attemper.
4. Balance.
5. Equalize.
6. Equilibrate.
7. Level.
8. Stabilize.
9. Cancel out.
10. Counterpoise.
11. Juggle.
12. Offset.
13. Poise.
14. Cancel.
15. Equate.
16. Scale.
17. To balance.
18. To poise.
19. To stabilize.

dengeli

1. Dengesi olan, muvazeneli.
2. Kurallara uygun, sıkıntı yaratmayan
3. Tutum ve davranışlarında uyum olan (kimse), istikrarlı.
4. Denge durumunda olan.
5. Balanced.
6. Well-balanced.
7. Stable.
8. Level-headed.
9. Level.
10. Equable.

dengeleme

1. Dengelemek işi.
2. Kündeyi doldurduktan ve ayaklarını yerden kestikten sonra karşı güreşçiyi tam aşırılacak duruma getirme.
3. Spermayı dondurma ve çözdürme sırasında spermatozoonları korumak için sulandırılmış spermaya gliserol eklendikten sonra belli bir süre bekletilerek hücre zarının her iki tarafında gliserolün dengeye ulaşmasının sağlanması, iki şey arasında denge sağlama, ekulibrasyon.
4. Trimming.
5. Equilibration.
6. Balancing.
7. Compensation.
8. Stabilization.

dengeleme anlaşması

1. Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu ortaklıklarının uluslararası ihale çerçevesinde öngürdükleri dışalımları karşılamak için yapacakları dışsatıma ilişkin anlaşma.
2. Offset, offset agreement.

Türetilmiş Kelimeler (bis)