delmek ne demek?
- Delik açmak, delik duruma getirmek
Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü.
P. Safa - İncitmek, kırmak.
- Pierce.
- Hole.
- Bore.
- Drill.
- Make a hole in.
- Broach.
- Dig into.
- Dig through.
- Perforate.
- Pick.
- Prick.
- Ream.
- Ream out.
- Spike.
- Stab.
- Stave in.
- Stick.
- Impale.
- Puncture.
- To pierce.
- To bore.
- To drill.
- To perforate.
- To prick.
- To make a hole in.
- To puncture.
- To tap.
- To riddle.
- To cut-through.
- To wimble.
- To stick.
- To stave.
- To punch.
- Punch.
- Pink.
delme
- Delinerek yapılmış.
- Yelek.
- Delmek işi.
- Civcivlerin yumurtadan çıkmak için kabuklarını delmesi.
- Tavuklarda görülen dilaltı hastalığı.
- Disizyon.
- Piercing.
- Boring.
- Drilling.
- Perforation.
delme aleti
- Jig.