dehşet ne demek?
- Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı
Olduğum yerde korkudan ve dehşetten donmuştum.
S. F. Abasıyanık - Olağanüstü
Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun.
R. N. Güntekin - Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz.
- Korkup kaçılacak şey. Ürkmek, şaşmak. Korku ve telaş içinde olmak.
- Terror.
- Fright.
- Horror.
- Dread.
- Fear.
- Frightfulness.
- Alarm.
- Consternation.
- Dismay.
- Funk.
- Trepidation.
- Super.
- Terrific.
dehşet filmi
- Bk. yılgı filmi
dehşet içinde kaçıp kurtulmak
- Get off with a fright.