deadlock condition ne demek?
- Kaynak bekleme durumu
kaynak
- Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz
- Bir şeyin çıktığı yer, menşe.
- Bir haberin çıktığı yer.
- Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge
- Araştırma ve incelemede yararlanılan belge.
- İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi.
- Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi.
- Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer.
- Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yer.
- Üretim-fayda yaratma etkinliğinde kullanılan her türlü unsur.
deadlock
- Yerinde saymak
- Tıkanmak
- Çıkmaz iki taraflı karşı koymanın sonucu olarak her iki tarafın hareketsiz kalışı
- Çıkmaza sokmak
- Çıkmaza girmek
deadlock in negotiations
- Çıkmaza giren müzakereler, müzakerelerin tamamen durması, müzakerelerde ilerleme kaydedilmemesi
condition
- Alıştırmak, eğitmek
- Belirlemek
- Forma sokmak
- Programlamak
- Denemek
- İkmale bırakmak
- Hal, durum, vaziyet
- Sağlık
- Şart, kayıt, sınırlama
- Uygun bir duruma getirmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
deadlockdeadlock in negotiationsdeadlock in talksdeadlockeddeadlocked talksdeadliftdeadlightdeadlinedeadline pressuredeadlinessdeaddead accountdead againstdead aheaddead aliveconditioncondition examinationcondition in lifecondition monitoringcondition of equilibriumcondition of surfacecondition of the aircondition precedentcondition sine qua noncondition subsequentconditio sine qua noncondictiocondigncondignlycondimentcondiments