deaden ne demek?
- Kuvvetini kırmak hafifletmek
- Tatsızlaştırmak
- Parlaklığını gidermek, donuklaştırmak
- Ses geçmesini önlemek.
- Hafifletmek
- Boğmak uyuşturmak (ağrı)
- Kesmek (ses, ağrı)
- Duygusuzlaştırmak
- Katılaştırmak
- Matlaştırmak
- Donuklaştırmak
deaden the senses
- Yetenekleri köreltmek
- Duyuları uyuşturmak
- Duyuları öldürmek
deadend
- Köreltilmiş, çıkışı olmayan; ilerleme imkanı veya geleceği olmayan (örneğin, "geleceği olmayan iş"); (Argo) güçlü ve kabadayı ("güçlü ve kabadayı çete")