darılmak ne demek?
- Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek
Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı?
Ö. Seyfettin - Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek
Sinirlenmek, darılmak, kin taşımak ne olduğunu bilmezdi.
Y. K. Karaosmanoğlu - Azarlamak, paylamak.
- Cross.
- Get angry to.
- Take offence.
- Take offense.
- Be in a huff.
- Pout.
- Be vexed with smb.
- To be cross.
- To be angry.
- To be offended.
- To take offence.
- To scold.
- To reprove.
- To get angry.
- Huff.
- Sulk.
- Take affront.
- Take amiss.
darılmak yok
- No offense.
darılma
- Darılmak işi.
- Miff.
- Resentment.