daldırmak ne demek?
- Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak
İnce parmaklarını kocasının saçlarına daldırarak yumuşak bir sesle yalvardı.
P. Safa - Dalmak.
- Immerse.
- Submerge.
- To dip.
- To plunge.
- To immerse.
- To submerge.
- To layer.
- To immerge.
- To splash.
- To quench.
- To sink.
- To steep.
- Bury.
daldırma
- Bir dalı gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu.
- Bu yolla daldırılan dal.
- Cam veya seramikten yapılmış bir çeşit kulplu kap.
- Daldırmak işi.
- Bir parçayı, işlem için sıvı bir ortama sokma.
- Dipping.
- Immersion.
- Submersion.
- Layer.
- Layering.
daldırma cilası
- Bk. daldırma cilası
- Ağaç eşyayı, sürme aracı kullanmadan, uygun akıcılıktaki verniğe sokarak vernikleme yöntemi.
- Tauchpolieren