düdüklemek ne demek?
- Aldatmak, kandırmak.
- Değersiz bir şeyi çok değerliymiş gibi birine satmak.
- Cinsel ilişkide bulunmak.
- To fuck, to lay, to screw, to make.
düdükleme
- Düdüklemek işi veya durumu.
düdüklü
- Düdüklü tencere.
- Düdüğü olan.
- Tencere.
- Having a whistle.
- Pressure cooker.