düğme ne demek?
- Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı
Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor.
R. N. Güntekin - Çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan, herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça, komütatör.
- Üst deri altındaki kıkırdak ve yağdan oluşmuş düğme biçimindeki çıkıntı.
- Almacı açmak, kapamak, bazen de ses gürlüğünü düzenlemekte kullanılan parça. Sinem
- Alıcının çalışma düzeneğini işleten parça. TV
- Almacın çeşitli ayarlarını gerçekleştiren parçalardan her biri.
- Button (for switching), on-off (switch),.
- Knob, releaser, trigger, button, release (button, knob), push-button,.
- Adjustment knob, control knob.
- Switch.
- Push-button.
- Button, pushbutton.
- Electric switch.
- Push button.
- Thumbpiece.
- Push.
- Button.
- Ein-Aus(-Schalter), Abstimmknopf,
- Auslöser, Auslöseknopf,
- Regelungsknopf, Bedienungsknopf, Drehknopf, Knopf, Steller, Schieber, Steurknopf
- Bouton, marche-arrêt,
- Bouton (de marche, de démarrage, de déclenchement), déclencheur, press bouton,
- Bouton (de réglage)
düğme akçesi
- Osmanlı Devleti'nde saray mensuplarına elbise düğmelerinin bedeli olarak verilen para.
düğme boyutu
- Button size