dövmek ne demek?
- Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak
Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!
H. E. Adıvar - Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek.
- Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek.
- Ezmek.
- Çırpmak.
- Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek.
- Topa tutmak.
- Çarpmak, vurmak
Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan.
S. F. Abasıyanık - To thresh.
- To strike.
- To beetle.
- To batter.
- To hit.
- To grind.
- To ram.
- To knock.
- To tramp.
- To mill.
- To maul.
- To lash.
- To draw.
- To brake.
- Bray.
- Swage.
- Scutch.
- Give the stick.
- Give a beating.
- Dust smb.'s jacket.
- Beat.
- Pound.
- Punish.
- Knock about.
- Knock around.
- Thrash.
- Give smb.
- Thrashing.
- Hammer.
- Forge.
- Bash up.
- Baste.
- Batter.
- Beat out.
- Beat up.
- Belabor.
- Belabour.
- Bruise.
- Cane.
- Castigate.
- Chastise.
- Birch.
- Flog.
- To beat.
- To flog.
- To thrash.
- To hammer.
- To forge.
- To pound.
- To bombard.
- To pound down.
- To shell.
dövme
- Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılan yazı veya resim.
- Dövülerek yapılan (yemek).
- Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya).
- Dövülerek yapılan.
- Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma.
- Dövmek işi.
- Metalleri,dövmeç kullanarak, sıcak bozunuma uğratma, biçimleme işlemi.
- Swaging.
- Beaten.
- Wrought.
dövme alaşım
- Dövme işlemi ile biçimlendirilmiş alaşım.
- Forged alloy.
- Alliage forgé