dönmek ne demek?
- Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek
İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum.
Y. Z. Ortaç - Geri gelmek, geri gitmek
- Yönelmek
Babam birdenbire bana döndü.
S. F. Abasıyanık - Sapmak
Gülümseyerek bir köşeyi döndü.
P. Safa - Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemek
Dikmen yolları, mabede adak için gidenlerin yollarına dönmüştü.
A. Gündüz - Sınıfta kalmak.
- Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemek
Erkekler tekaüt olunca çocuğa dönüyorlar.
R. N. Güntekin - Belirli bir yerde dolaşmak.
- Dönme eylemi.
- Pivo.
- Arrive.
- Convert.
- Depart.
- Relapse.
- Revolve.
- Veer.
- Revert.
- To turn.
- To revolve.
- To rotate.
- To spin.
- To return.
- To go back.
- To come back.
- To turn toward / into.
- To become.
- To repeat.
- To stay back.
- To be converted to change.
- To wheel.
- Sheer from.
- Apostatize.
- Abjure.
- Put about.
- Turn over.
- Rotate.
- Turn one's coat.
- Turn.
- Turn back.
- Go back.
- Come back.
- Return.
- Return to.
- Swerve.
- Wheel about.
- Change one's mind.
- Bear.
- Budge from.
- Call back.
- Chop about.
- Chop round.
- Circle.
- Come home.
- Deflect.
- Face.
- Front.
- Get round.
- Go back on.
- Gyrate.
- Tourner
dönme
- Bkz. transseksüalizm, seksüel disfori
- Dönmek işi
- Ameliyatla cinsiyet değiştiren kimse.
- Biçimi değişmeyen bir şeklin ekseni çevresindeki hareketi.
- Başka bir dindeyken Müslüman olan, mühtedi.
- Bir cismin bir eksen çevresindeki devinimi.
- Resim eşlemesinin bozulmasından dolayı almaç görüntülüğünde resmin aşağıya ya da yukarıya doğru yavaş ya da hızlı olarak yer değiştirmesi.
- Bk. inversiyon
- Bir bağırsak halkasının kendi ekseni etrafında lümenin daralmasına neden olacak tarzda dönmesi, volvulus.
- Apostasy.
dönme ayarı
- Almaçtaki akmayı durdurmak için yapılan ayar.
- Vertical lock.
- Bildfangregler
- Contrôle du défilement verticale, réglage de la stabilité verticale