cut across all boundaries ne demek?
- Sınır tanımamak.
sınır
- Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi.
- Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç.
- Uç, son.
- İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut.
- Frontier.
- Border.
- Borderline.
- Boundary.
- Limit.
- Borderland.
cut
- Kesmek
- Devam etmemek
- Ortadan kaybolmak
- Sulandırmak, seyreltmek
- Diş çıkarmak, dişi çıkmak
- Kesişmek
- Bk. kesme
- Biçmek
- Makasla kesmek, budamak; kırpmak.
- Kesilmiş, kesik, biçilmiş
cut a big swath
- Çok dikkat çekmek.
- Caka satmak.
across
- Karşıya
- Karşı tarafta
- Karşısında
- (deniz/okyanus) aşırı
- Genişliğinde
- Çapraz
- Çaprazında
- Bir tarafından öbür tarafına
- Içinden
- Karşıdan karşıya
all
- Hep
- Bütün, tüm, tümü
- Hepsi
- Herkes, her şey
- Tamamen, tamamı, tamamıyla
- Her
Türetilmiş Kelimeler (bis)
cutcut a big swathcut a capercut a dashcut a figurecut a shinecut a toothcut a wide swathcut acrosscut adriftcucuacua architecturecua mimarisicuanacrossacross fromacross in rowsacross the boardacross the board agreementacross the board increaseacross the counteracross the countryacross the green lineacross the nationacrosacrosinacrosomeacrosome bladdersacrosome reaction