cross ne demek?

  1. Karşıdan karşıya geçmek

    Look both ways before crossing the street. / Karşıdan karşıya geçmeden önce iki yöne de bak.

  2. Çaprazlamak
  3. Geçmek.

    He crossed the bridge on a bicycle. / Köprüyü bisikletle geçti.

  4. Çapraz işareti
  5. Kesişmek; karşılaşmak
  6. Geçirmek
  7. Türleri ayrı olan hayvan veya çiçekleri çiftleştirip melez çeşitler elde etmek
  8. Karşı gelmek
  9. Türleri karışmak
  10. Haç işareti yapmak
  11. Çapraz çizgiler çizmek
  12. Üstüne çizgi çizmek
  13. Haç, put, çarmıh, salip, istavroz
  14. İsa'nın ölümünün sembolü olarak kullanılan haç şekli
  15. İnto -e geçmek/girmek

    We've just crossed into Russia. / Şu anda Rusya'ya girmiş bulunuyoruz.

  16. Üst üste atmak
  17. Keder, gam, elem, cefa, dert, musibet
  18. Dörtyol ağzı
  19. Melez
  20. Darılmış, öfkeli
  21. Huysuz, ters, titiz
  22. Aksi, zıt
  23. Çapraz
  24. Aykırı
  25. (over) üstünden/üzerinden geçmek/geçirmek.
  26. (under) altından geçmek/geçirmek.
  27. Karşıya geçen
  28. Geminin/uçağın rotasına aykırı esen (rüzgar).

cross action

  1. Karşı dava

cross appeal

  1. Karşı temyiz talebi

Türetilmiş Kelimeler (bis)

cross actioncross appealcross armcross assemblercross axlecross axle landing gearcross axle undercarriagecross beamcross beddingcross benchercros rezistanscrosabarcrosbycrosby testicrosier
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın