couleur ne demek?
- Couleur, (Fransızca) renk, gölge, ton
coulee
- Derin sel çukuru
- Donmuş lav tabakası.
could
- Ebilmek, yapabilmek, edebilmek, olabilmek; konservesini yapmak, konservelemek; kasede kaydetmek, kayıt yapmak (ses ya da görüntü), uzaklaştırmak (okul), kovmak
- Yardımcı, bak. can.