concomitant ne demek?
- Birlikte bulunan
- Tabii sonuç
- Eşlik eden, beraberindeki
- Bir arada vuku bulan, refakatinde olan
- Bkz. konkomitant
birlikte
- Bir arada, beraberce, hep beraber
- Yanında, beraberinde.
- Joint.
- In collaboration with.
- In concur with.
- Unisonous.
- Together.
- As one man.
- Jointly.
- In common.
concomitant variations
- Birlikte değişmeler
concomitantly
- Eşlik eden bir şekilde
- Aynı zamanda
- Dolaysıyla
- Beraberinde