coşku ne demek?
- Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
Coşku ile giriştiği işten, uykuda pişman olabilirdi.
H. Taner - Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan
Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu.
Ç. Altan - Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu.
- Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan.
- Elektro gitardan alınan ses sinyalinin yükselteçte oluşan kirlenim seviyesi için belirleyici olan ve kirlenim ile doğru orantılı bir etken.
- (Yun. en-theos = Tanrı'yla dolu olma) : 1- Bir düşünceyle, doğruyla, güzelle dolu olup yücelme; ruhun kendini aşıp yükselmesi. 2- İnsanın "Tanrı'yla dolu olması" durumu.
- Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu.
- Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan.
Drive.
Enthusiasm.
Excitement.
Exuberance.
Ebullition.
Ecstasy.
Abandon.
Effervescence.
Elation.
Furor.
Furore.
Glow.
Gush.
Exuberancy.
Rave.
Rhapsody.
Spring tide.
Temperament.
Yeast.
Emotion.
Euphoria.
Fervour.
Flurry.
High.
Kick.
Verve.
Vigour.
Ebullience.
Fervor.
Delirium.
Exaltation.
The jerks.
Rage.
Rapture.
Enthusiasme
coşku bozukluğu
- Uyaranlar karşısında gösterilen coşkusal tepkinin baskınlık ve süre açısından gereğinden çok güçlü, uzun ya da çok güçsüz, kısa olması.
coşku denetimi
- Kişinin açık coşkusal davranışını çevreye yöneltirken gösterdiği kendini tutma gücü.