cihet ne demek?
Kökeni: Arapça
- Yön, yan, taraf
Pencereden gelen bu şehir seslerinin cihetini bile tayin edemiyordu.
P. Safa - Yüzünü bir yöne dönme
- Semt, yer, mahal
Kızcağızın ikinci kapısından ne suretle çıktığı o cihette biraz şâyi olmuştu.
H. R. Gürpınar - Bk. doğrultu
- (C: Cihat) Yan, yön, taraf.
Direction.
Aspect.
Point of view.
Side.
Quarter.
Course.
Modalities.
doğrultu
- Yön, istikamet
- Tutulan, izlenen yol.
- Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum.
- Belli bir sonsuz doğrunun belirttiği tek yol, istikamet.
- Koşut olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayıran yönelim özelliği; belli bir sonsuz doğrunun gösterdiği tek yol.
- Koşut olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayıran yönelim özelliği; belli bir sonsuz doğrunun gösterdiği tek yol.
Direction.
Direction yön.
Istikamet.
Richtung
ciheti rüchaniyet
- Üstünlük ciheti. (Osmanlıca'da yazılışı: cihet-i rüchaniyet)
cihetiyle
- -den dolayı, -den ötürü, sebebiyle.