cidal ne demek?
Kökeni: Arapça
- Savaş, savaşma, cenk.
Onun büyük vatanperver olması için açık ve müspet bir cidale razı olması şarttı.
H. S. Tanrıöverİnsan aklı almayacak kadar uzun ve kanlı bir cidal
H. E. Adıvar - Ağız kavgası, çekişme.
- Kavga, savaş, dövüş.
- Mücadele, kakışma
- Sözle mücadele. Ateşli konuşma. Niza.
- Argument; quarrel, fight; conflict.
cidal etmek
- Kavga etmek
cidalci
- Düşünce ve fikirlerini ısrarla savunan kimse
- Savaşçı
- Fighter.