check ne demek?
- Kontrol etmek, teftiş etmek, denetlemek.
- Karşılaştırmak, kontrol etmek, gözden geçirmek, denetlemek, çek yazmak, çek keşide etmek; durdurmak; şah demek; frenlemek, kısmak, alıkoymak, tutmak; gemlemek; kontrol işareti koymak, emanete bırakmak, karelerle kaplamak
- Durdurmak, birden durdurmak
- Engel olmak
- Kontrol altına almak
- Çek.
bank check: banka çeki
baggage check: bagaj fişi
- Kontrol işareti koymak
- (lokantada) hesap
Will you bring the check please? Lütfen hesabı getirir misiniz?
- Kare deseni ile kaplamak
- Emanet odasına teslim etmek
- Satranç şah çekmek, şah demek
- Engel, mania, fren
- Geciktirme, yavaşlatma.
- Kontrol işareti, listedeki bir maddenin yanına konulan işaret.
- ABD fiş, vestiyer fişi
- (kumaşta) ekose deseni
- Dama
- (boya tahta) çatlamak
- Satranç şah
- Tahtada hafif çatlak deseni
check a drive
- Bir sürücü incele
check address
- Adresi denetle