certainly not ne demek?
- Mümkün değil
mümkün
- Muhtemel, olabilir, olası.
- Bk. olumsal
- Possible.
- Feasible.
- Probable.
- Likely.
- Earthly.
- Doable.
certainly
- Kuşkusuz
- Muhakkak
- Şüphesiz
- Kesinlikle, elbette
- Tabii!
certain
- Belirlenmiş, belirli, belli
- Katı kesin
- Emin, kaçınılmaz
- Muhakkak, şüphesiz
- Belirli, muayyen, kararlaşmış
- Güvenilir, itimada şayan
- Herhangi bir, falanca
- Belirli olmayan miktar, bir kısım
- Güvenilir, kuşkusuz, emin
not
- Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
- Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
- Bk. yazıntı
- Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
- Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
- Mark, degree.
- Grade.
- Note.
- Mark.