celse ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Oturum

    Celse gürültüler arasında tatil edildi.

    H. Taner

    Bir ay sonraki celsede de yeni savcının evvelkine katılması üzerine ittifakla beraat kararı.

    N. F. Kısakürek

    Ünlü oyuncu tek celsede boşandı.

  2. Bir meclis veya mahkeme hey'etinin toplanmalarından tatile kadar olan müzakere müddeti.
  3. Cuma günü hatibin iki hutbe arasında kısa bir müddet oturması (Fıkıh)
  4. (en)Session.
  5. (en)Sitting.
  6. (en)Hearing.
  7. (en)Sitting of the court.
  8. (en)Meeting.
  9. (en)Hearing in court.

oturum

  1. Seans
  2. Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı toplantı, celse
  3. Yasama meclislerinin birleşimlerinden her biri.
  4. Yargılıklarda duruşma yapılabilmesi için Başkan ve üyelerin birlikte toplanmalarının her biri. (Yargılama ve duruşmaoturumlar zinciridir).
  5. (en)Sessional.
  6. (en)Sitting.
  7. (en)Session.
  8. (en)Hearing.
  9. (en)Meeting.
  10. (en)Seance.

celsei aleniyye

  1. Açık oturum. (Osmanlıca'da yazılışı: celse-i aleniyye)

celseyi açmak

  1. Oturumu açmak.
  2. (en)To open the session.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

celsei aleniyyecelseyi açmakcelseyi kapamakcelseyi tatil etmekcelsiuscelcel animationcelacelabcelabe
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın