celadet ne demek?
Kökeni: Arapça
- Kuvvet ve şiddetlilik.
- Salabet, metanet.
- Muhkemlik.
- Kahramanlık.
- Gözü peklik.
- Bahadırlık.
- Yiğitlik.
kuvvet
- Fiziksel güç, takat
- Güç
- Şiddet, zor, cebir.
- Yetke, erk, nüfuz.
- Dayanıklı olma durumu, tahammül, mukavemet.
- Bir ülkenin savaşçı silahlı kuruluşları veya gücü
- Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik.
- Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir.
- Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik.
- Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik.
celad
- Yoğun gövdeli şişman, kaba kimse. (Osmanlıca'da yazılışı: cel'ad)
celadon
- Celadon ile kaplanmış/sırlanmış porselen veya seramik parçası