caulked ne demek?
- Kalafat etmek, kalafatlamak
- Kalafat etme
kalafat
- Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
- Aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı.
- Osmanlı İmparatorluğunda vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık.
- Onarma, tamir etme.
- Vezir ve daha başka devlet büyüklerinin giydikleri bir başlık.
- Geminin tahtalarının aralıklarını üstüpü vs. ile doldurup üzerine zift sürme işi.
- Caulking.
- Caking.
- Calk.
- Caulk.
caulker
- Kalafatçı
caulk
- Kalafat etmek, pencere veya kapı kenarlarını tıkamak
- Buz mıhı çakmak, kaymayı önleyici çivi çakmak
- Kalafat etmek, kalafatlamak