casus ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, çaşıt, ajan

    Ortalığı karıştırmak isteyen yabancı kimseler, askerlik casusları burada oturur.

    M. Ş. Esendal

    Parmaklarını sayfaların arasına sokup casusun kendisine verdiği parayı aradı ve buldu.

    İ. O. Anar
  2. (C.: Cevasis) Hafiye. Gizli sırları haber veren. Kendi asıl şahsiyetini gizleyip, kendini iyi şahsiyet şeklinde göstererek ve gizli yollarla bir devletin askeri, siyasi ve mali durumlarına dair haberleri başka bir devlet menfaatına olarak toplayıp bildiren kimse.
  3. (C.: Ceasis) Kötü huylu, kısa boylu. (Osmanlıca'da yazılışı: ca'sûs)
  4. Bk. çaşıt
  5. (en)An event; an occurrence; an occasion; a combination of circumstances; a case; an act of God.
  6. (en)See the Note under Accident.
  7. (en)Intelligencer.
  8. (en)Beagle.
  9. (en)Emissary.
  10. (en)Gumshoe.
  11. (en)Infiltrator.
  12. (en)Spook.
  13. (en)Secret agent.
  14. (en)Intelligence agent.
  15. (en)Nack.
  16. (en)Plant.
  17. (en)Scout.

çaşıt

  1. Ara bozmak amacıyla söz taşıyan kimse.
  2. Ajan
  3. Bir devletin, ya da bir kimsenin sırlarını başkası adına öğrenmeyi üzerine alan kişi.
  4. Casus, ihbarcı, fitneci.
  5. (en)Spy.
  6. (fr)Espion

casus belli

  1. Savaş nedeni
  2. Savaşı gerektiren olay

casus çemberi

  1. (en)Spy ring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

casus bellicasus çembericasus fortuituscasus majorcasus omissuscasus uyducasus yazılımcasuslamakcasusluğu ortaya çıkarmacasuslukcasucasualcasual and comfortablecasual clothescasual condition
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın