cast ne demek?
- Rol vermek ; rolünü oynamak
- Üzüm teknesi. Üzümün sıkıldığı yer.
- Atmak, fırlatmak, kalıba dökmek, dökmek (deri, tirnak, kabuk, tüy); erken doğum yapmak; kehanette bulunmak; rol dağıtımı yapmak, rol vermek; biçim vermek; yem atmak; eğrilmek; kokuyu takip etmek; kusmak [brit.]
- Atmak, fırlatmak, savurmak
- Cevirmek, atfetmek (bakış vb)
- Olta atmak, ağ sermek
- Yere yıkmak (güreşte)
- Ayrılmak, kaybetmek
- Dökmek (meyva, saç, kıl)
- Erken yavrulamak
- Bir kenara atmak
- Küreklemek
- (oy) vermek
- Rol taksimi yapmak
- Döküm dökmek
- Toplamak
- Hesap yapmak
- Tasarlamak
- Göz onüne almak
- Bükmek, kıvırmak
- Çarpıtmak
- Döküm kalıbı içinde şekil almak
- Kehanette bulunmak
- Kokuyu aramak (köpek)
- Gemiyi rüzgarı arkasına alacak şekilde çevirmek
- Atma, fırlatma
- Atılan şey
- (kırık kemiğe) alçı
- Zar atma
- Zarda gelen sayı
- Artık sey
- Mesafe
- Balık ağı atma
- (bir tiyatro oyunu veya filimde) rol alan kimseler, oynayanlar, oyuncular, eşhas
- Avcılıkta köpeklerin koku peşinden etrafa dağılmaları
- Şans, talih
- Tertip
- Dökmecilik, dökümcülük
- Döküm
- Kalıp, maket
- Dış görünüş
- Çeşit, tip, cins
- Temayül, eğilim
- Şaşılık
- Eğrilik, çarpıklık
- Açık renk, renk tonu
- Az bir miktar
cast a bell
- Erimiş metali bir kalıba dökmek suretiyle bir çam yapmak
cast a chill upon
- Soğukluk getirmek, soğuk duş etkisi yapmak