cahil ne demek?
Kökeni: Arapça
- Öğrenim görmemiş, okumamış
Bu maskara sosyete bana cahil diye bakar.
H. E. Adıvar - Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan
Bu doktorun karşısında cahil, aptal oluyorum.
M. Ş. Esendal - Bilgisiz, bilmeyen.
Sansürcülerin çoğu cahil, tiyatrodan anlamaz kişilerdi.
Metin And - Deneysiz, genç, toy (delikanlı veya kız)
Esasta batıl itikatlara inanmış cahil bir kızcağızdı.
R. H. Karay - Idrak edemeyen, şuuruna varamayan
- Tecrübesiz. Bilgisiz. Genç. Toy.
- Uneducated.
- Ignorant.
- Illiterate.
- Unlettered.
- Unlearned.
- Benighted.
- Nescient.
- Rude.
- Unenlightened.
- Unilluminated.
- Uninformed.
- Unknowing.
- Unread.
- Untutored.
- Yahoo.
- Ignoramus.
- Inexperienced.
- Clueless.
- Philistine.
- Raw recruit.
- Uncultured.
öğrenim
- Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil
- Herhangi bir iş, sanat ya da meslek için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma.
- Education.
- Instruction.
- Study.
- Scholarship.
- Schooling (acquisition of knowledge.
cahil kalmak
- Bilgi edinememek, bilgisi olmamak.
cahil kimse
- Dunce.